HZ. İSA (AS)’IN İKİNCİ KEZ YERYÜZÜNE GELİŞİ KURAN AYETLERİNE GÖRE HAKTIR

 


İçinde yaşadığımız ahir zaman, tüm iman sahipleri için çok kutlu ve müjdeli bir dönemdir. Çünkü, Rabbimiz'in ayetlerinde ve Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde iki bin yıl aradan sonra, ahir zamanda Hz. İsa'nın yeniden dünyaya gönderileceği müjdelenmiştir. Hz. İsa (as)’ın yeryüzüne ikinci kez gelişinde tanınmasını sağlayacak en önemli özelliklerinden biri ise icraatları olacaktır. Hz. İsa (as) hiçbir şekilde taklit edilmesi mümkün olmayan bu icraatlarını yerine getirerek, Allah'ın izniyle Hz. Mehdi (as) ile beraber dünyada tüm felaketlerin sona erdiği Altınçağ'ın yaşanmaya başlanmasına vesile olacaktır.

Hz. İsa (as) doğumuyla ve gösterdiği mucizeleri ile kutlu bir peygamberdir. Allah, Hz. İsa için özel bir kader belirlemiş ve bu kader doğrultusunda, inkar edenlerin Hz. İsa (as)’ı öldürmek için kurdukları tuzaklarını bozmuştur. İnkar edenler, Kuran'da açıkça bildirildiği üzere, Hz. İsa (as)’ı öldürememişler, ancak onlara bu durumun bir benzeri gösterilmiştir:

“Ve yine "Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu Mesih İsa'yı öldürdük" demelerinden dolayı. Gerçekte ise onlar onu ne öldürebilmiş ne de asabilmişlerdir. Ancak ona benzeyen biri kendilerine gösterildi. Onun hakkında aralarında ayrılığa düşenler ondan yana bir tereddüt içindedirler. Bu konuda onlar zanna dayanmaktan başka bir bilgiye sahip değildirler. Kesin olarak onu öldürmediler. (Nisa Suresi, 157)

Allah Hz. İsa (as)’ı bilinen biyolojik anlamda canını almadan Kendi Katına yükseltmiştir. Bu gerçek, Hz. İsa (as)’ın öldüğünü dolayısıyla ikinci kez yeryüzüne gelemeyeceğini iddia edenleri açıkça çürütmektedir.

Hz. İsa (a.s.)'ın ikinci kez yeryüzüne ineceğine dair işaretler taşıyan ayetlerden bir diğeri Al-i İmran Suresi'nin 55. ayetidir:

Hani Allah, İsa'ya demişti ki: "Ey İsa, doğrusu seni Ben vefat ettireceğim ve seni Kendime yükselteceğim, seni inkar edenlerden temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim. Sonra dönüşünüz yalnızca Banadır, hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyde aranızda Ben hükmedeceğim. (Al-i İmran Suresi, 55)

Hz. İsa (a.s.) Allah Katına yükselmeden önce ona uyanların sayısı çok azdı. Ve onun dünyadan ayrılmasının ardından da hızla Hıristiyanlıkta bozulma başladı. Ayrıca havariler, ciddi bir baskı altında yaşamak zorundaydılar. Sonraki iki yüzyıl boyunca da, Hz. İsa (a.s.)'a iman edenler aynı baskılara maruz kaldılar; zira hiçbir siyasi güce sahip değillerdi. Bu durumda geçmişte yaşayan Hıristiyanların, inkar edenlere üstün geldiklerini ve bu ayetin onlara baktığını söyleyemeyiz. Bu durumda "sana uyanları kıyamete kadar inkara sapanların üstüne geçireceğim" ifadesi açık bir işaret taşımaktadır. Hz. İsa (a.s.)'a uyan ve kıyamete kadar yaşayacak olan bir topluluk olması gerekmektedir. Böyle bir topluluk, kuşkusuz Hz. İsa (a.s.)'ın yeryüzüne tekrar gelişiyle ortaya çıkacaktır. Ve ona tekrar dünyaya gelişi sırasında tabi olanlar, kıyamete kadar inkar edenlere üstün kılınacaktır.

Hz. İsa (a.s.)'ın ahir zamanda yeniden yeryüzüne döneceği ile ilgili bir başka ayet de Zuhruf Suresi'nin 61. ayetidir. Zira bu surenin 57. ayetinden itibaren Hz. İsa (a.s.)'dan bahsedilir:

Meryem oğlu (İsa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen ondan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar. Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu?" Onu yalnızca bir tartışma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar 'tartışmacı ve düşman' bir kavimdir. O, yalnızca bir kuldur; kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğullarına bir örnek kıldık. Eğer Biz dilemiş olsaydık, elbette sizden melekler kılardık; yeryüzünde (size) halef (yerinize geçenler) olurlardı. (Zuhruf Suresi, 57-60)

Bu ayetlerin hemen arkasından gelen 61. ayette Hz. İsa (a.s.)'ın kıyamet saati için bir ilim olduğu belirtilmektedir:

Şüphesiz o, kıyamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve bana uyun. Dosdoğru yol budur. (Zuhruf Suresi, 61)

Bu ayette Hz. İsa (a.s.)'ın ahir zamanda yeryüzüne dönüşü haber verilmektedir. Çünkü Hz. İsa (a.s.), Kuran'ın indirilişinden yaklaşık altı asır önce yaşamıştır. Dolayısıyla bu ilk hayatını "kıyamet saati için bir bilgi" yani bir kıyamet alameti olarak anlayamayız. Ayetin işaret ettiği anlam, Hz. İsa (a.s.)'ın, ahir zamanda, yeniden yeryüzüne döneceği ve bunun da bir kıyamet alameti olacağıdır.

Hz. İsa (a.s.)'ın ikinci gelişine işaret eden başka ayetler de vardır. Bunlara arasından konuyla ilgili son olarak sunacağımız son delil Al-i İmran Suresi’nde yer almaktadır:

“Hani Melekler, dediler ki: "Meryem, doğrusu Allah Kendinden bir kelimeyi sana müjdelemektedir. Onun adı Meryem oğlu İsa Mesih'tir. O, dünyada ve ahirette 'seçkin, onurlu, saygındır' ve (Allah'a) yakın kılınanlardandır. Beşikte de, yetişkinliğinde de insanlarla konuşacaktır. Ve O salihlerdendir. "Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken, nasıl bir çocuğum olabilir?" dedi. (Fakat) Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasına karar verirse, yalnızca ona "ol" der, o da hemen oluverir. Ona Kitabı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.” (Al-i İmran Suresi, 45-48)

Ayette geçen "kitap" ifadesini incelediğimizde, bunun Kuran'a işaret ettiğini görürüz. Ayetlerde Tevrat ve İncil dışında gönderilen son hak kitabın Kuran olduğu bildirilmektedir. (Hz. Davud'a verilen Zebur da Eski Ahit'in içindedir) Bunun yanında, yine Kuran'ın bir başka ayetinde, Al-i İmran Suresi 3. ayette, "kitap" kelimesi, İncil ve Tevrat'ın yanında Kuran'ı ifade etmek için kullanılmıştır:

Allah... O'ndan başka İlah yoktur. Diridir, kaimdir. O, sana Kitabı Hak ve kendinden öncekileri doğrulayıcı olarak indirdi. O, Tevrat ve İncil'i de indirmişti. (Al-i İmran Suresi, 2-3)

Bu durumda, Hz. İsa (a.s.)'a öğretilecek olan üçüncü "Kitab"ın Kuran olduğu ve bunun da ancak Hz. İsa (a.s.)'ın ahir zamanda dünyaya dönüşünde mümkün olabileceği açıktır. Çünkü Hz. İsa (a.s.) Kuran'ın indirilmesinden yaklaşık 600 sene önce yaşamıştı. Bununla birlikte, Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa (a.s.)'ın dünyaya ikinci kez gelişinde İncil ile değil Kuran'la hükmedeceği bildirilmiş olması da bunun bir delilidir:

Kırk (40) yıl Allah'ın Kitab'ı ve benim sünnetimle hükmeder, vefat eder. (Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 92)

Tüm bu deliller ve çok daha fazlası Sayın Ersoy Dede’nin apaçık gerçekleri görmek istemediğini ortaya koymaktadır. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşlarının, kendisi tarafından yalan olarak nitelendirilen Hz. Mehdi (as), Hz. İsa (as), Deccal gibi konuları anlattıkları ve güya insanları yanılttıkları için devlet tarafından hedef alındıklarını söyleyen Sayın Ersoy Dede yanılmaktadır. Sayın Adnan Oktar ve arkadaşları gerçekleri anlattıkları için baskıya ve zulme maruz kalmaktadırlar. İnsanları da yanıltmamakta, tam aksine gerçekleri gizleyerek onları aldatanların, dünya hayatına daldıranların etkisinden kurtarıp Allah’ın yoluna yönelmelerine vesile olmak için çaba harcamaktadırlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

SAYIN ADNAN OKTAR’IN 40 YILLIK FİKRİ MÜCADELESİ NETİCESİNDE OLDUKLARI YERE GELEN ERSOY DEDE GİBİ BAZI KARDEŞLERİMİZİN UNUTTUKLARI GERÇEKLER

HZ. MEHDİ (AS) BU YÜZYILDA ZUHUR EDECEKTİR

MEHDİYET KONUSU EHL-İ SÜNNET'İN EN GÜVENİLİR KAYNAKLARINDAN OLAN KÜTÜB-Ü SİTTE'DE YER ALMAKTADIR