İSLAM ALİMLERİMİZİN HZ. MEHDİ (AS) VE CEMAATİ HAKKINDAKİ AÇIKLAMALARI

 

İslam alimlerinin en büyüklerinden ve "Bininci Asrın Müceddidi" olarak anılan İmam-ı Rabbani hazretleri "Mektubat-ı Rabbani eserinde Mehdiyet konusuna çok kapsamlı yer vermektedir. Bu gerçeğin bazı örnekleri şöyledir:

... İnşaAllah tam bir şekilde MEHDİ ALEYHİSSELAM DA ZUHUR EDECEKTİR. Bu makamdan haber veren tabakat meşayihi azaldı... O makamın ilimlerinden ve maarifinden kelam şöyle dursun...İşbu makam, şu ayet-i kerimede manasını güzel bulur:"Bu, Allah'ın fazlıdır; dilediğine verir. Allah, büyük fazlın sahibidir." (Cuma Suresi, 4)… ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, Mektup 32, s. 125)

GELMESİ VAAD OLUNAN MEHDİ'NİN dahi rabbı (terbiyesine gelen) ilim sıfatıdır. Hazret-i Ali gibi, İsa ile münasebeti vardır. Hazret-i İsa'nın kademi Hazret-i Ali'nin başında olup bir kademi dahi HAZRETİ MEHDİ'NİN BAŞINDADIR...GELECEĞİ VAAD EDİLEN MEHDİ, VELAYETİN EKMELİYETİNİ ALACAKTIR. Bu Tarikat-ı Aliyye üzerine gelecek ve bu Silsile-i Aliyye'yi tamam ve tekmil edecektir. Zira bütün velayet nisbetleri, bu Nisbet-i Aliyye'nin altında bulunmaktadır. ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, 251. Mektup, s. 550, 554)

Sonra gelenlere nasıl bu hükmü yürüyebilir ki: Onlar arasında MEHDİ ALEYHİSSELAM VARDIR. Resulullah (SAV) Efendimiz onun kudumünü ve vücudunu müjdelemi, şöyle buyurmuştur: "O, ALLAH'IN HALIİFESİDİR." ("Mektubat-ı Rabbani", c. 1, s. 814)

Aradan bin sene geçtikten sonra, MEHDİ'NİN GELİŞİ de bunun içindir. Onun mübarek kudumünü, (gelişini) Hatem'ür-rüsül Resullullah (SAV) efendimiz müjdelemiştir. İsa (a.s.) dahi aradan bin sene geçtikten sonra, nüzul edecektir... (Mektubat, c. 1, 209. Mektup, s. 440 )

Ünlü İslam alimi Muhyiddin ibni Arabi, “Fütuhat ül Mekkiye” isimli eserinde Hz. Mehdi (as) hakkında çok kapsamlı bilgiler vermektedir. Kitapta konuya yer verilen bazı bölümler şöyledir:

Bilin ki MEHDİ MUTLAKA ÇIKACAKTIR. Ancak yeryüzü zulüm ve işkence ile dolmadıkça çıkmayacaktır. İşte o da böyle bir zamanda çıkacak, dünyayı doğruluk ve adelet ile dolduracaktır. Hatta dünyada tek bir gün kalsa, Allah o günü uzatacak, taki o halife gelsin. Bu, mutlaka Allah'ın Resulü'nün soyundan olacak Hz. Fatıma evladından gelecektir...

MEHDİ, dinin fetret geçirdiği bir dönemde ortaya çıkacak... Kendisi beş, ya yedi veya dokuz yıl yaşayacaktır. Resulullah'ın izinden yürüyecektir. Onun adına hiçbir melik hata etmez. Görmediği şekilde onu doğrultur. Her görevi üzerine alır ve zayıfa düşküne yardım eder. Musibete uğrayanlara yardımcı olur. Dediğini yapar, yaptığını da söyler, şahid olacağı şeyi de bilir. Allah kendisini bir gecede ıslah eder. Rum şehrini (İstanbul'u) tekbir ile fetheder...

Dini ayakta dimdik durduracak, eski hüviyetine kavuşturacaktır. İslam'a yeniden ruh üfleyecek, zelil hale geldikten sonra onunla İslam'ı eski güçlü haline sokacaktır. O, İslam öldükten sonra İslamı tekrar diriltecektir.

Din, böylece onun vasıtasıyla eski hüviyetini kazanacaktır.

Onun döneminde din tamamen rey'den arınmış olarak eski hüviyetini kazanacaktır.Vereceği birçok hükümlerde ulemanın mezheplerine muhalefet edecektir. Bundan dolayı ondan uzak duracaklardır. Zira zanlarına göre, gerçekten Allah imamlarından sonra bir müctehid bırakmadığını kabulleneceklerdir...

Bil ki, MEHDİ ÇIKTIĞI ZAMAN bütün Müslüman havassı ve avamı sevineceklerdir. MEHDİ'nin İlahi olan yani manen desteklenen adamları olacaktır. Onun davetini ayakta tutacaklar ve ona yardım edip kendisini zafere kavuşturacaklardır. Ülkeye ait bütün ağır yükleri bunlar yüklenecekler. ALLAH'IN MEHDİ'YE VERDİĞİ GÖREVDEN ÖTÜRÜ ona destek olacaklardır.

ALLAH MEHDİ'NİN RUHUNU TERTEMİZ OLARAK KABZEDECEKTİR. 

MEHDİ, VAKTİ GELİNCEYE DEK GİZLENECEKTİR, vaadolunan vakti gelince de ortaya çıkacaktır. Onun şehidleri, şehidlerin en hayırlısı, güvendiği kimseleri yani vezirleriyse emin olanların en güvenceli olanlarıdır.

MEHDİ, din bakımından rey ve kıyasa başvurmaktan masumdur. Ona böyle davranması haramdır. Zira Allah'ın dini konusunda hüküm vermede Nebi yani Peygamber olan birinin kıyas yapması doğru değildir. Şayet kıyas yapmasına izin verilseydi, Allah onu peygamberin Hz. Muhammed'in diliyle bildirirdi. Ayrıca Hz. Peygamber imamlardan hiç birisi için benim izimde yürüyecekler hata etmeyecekler dememiştir. BU İFADEYİ SADECE MEHDİ İÇİN SÖYLEMİŞTİR. Onun masumluğunu halifeliğini ve vereceği hükümleri konusunda masumiyetini bildirmiştir("Futuhat-El Mekkiye", 366. bab, c. 3, s. 327- 328)

Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri de, Risale-i Nur Külliyatı'nın pek çok yerinde, Peygamber Efendimiz'in müjdelediği Hz. Mehdi'nin pek yakında geleceğini haber vermiş ve Mehdiyet hakkında hadislerde geçen konulara açıklık getirmiştir. Bu gerçeğin bazı örnekleri şöyledir:

"Cenab-ı Hakk; kemal-i rahmetinden, şeriat-ı İslamiyetin edebiyetine bir eser-i himayet olarak, herbir fesad-ı ümmet zamanında bir muhlis veya bir müceddid veya bir halife-i zişan veya bir kutb-u a'zam veya bir mürşid-i ekmel veyahut bir nevi Mehdi hükmünde mübarek zatları göndermiş; fesadı izale edip milleti ıslah etmiş; Din-i Ahmediyi (ASM) muhafaza etmiş... Kadir-i Zülcelal HZ. MEHDİ İLE DE, alem-i İslam'ın zulümatını dağıtabilir. Ve vaadetmiştir, vaadini elbette yapacaktır. Kudret-i İlahiye noktasında gayet kolaydır. Eğer daire-i esbab ve hikmet-i Rabbaniye noktasında düşünülse, yine o kadar makul ve vukua layıktır ki; Eğer muhbir-i Sadık'tan rivayet olmazsa dahi, herhalde öyle olmak lazım gelir. Ve olacaktır diye ehl-i tefekkür hükmeder." (Mektubat, 411-412)

"Ta ahir zamanda, hayatın geniş dairesinde asıl sahipleri, yani HZ. MEHDİ VE ŞAKİRTLERİ (talebeleri), Cenab-ı Hakk'ın izniyle gelir, o daireyi genişletir ve o tohumlar sünbüllenir." (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, 138 - Kastamonu Lahikası, sf. 72)

"Çok defa mektuplarımda işaret ettiğim gibi, "HZ. MEHDİ AL-İ RESUL'ün temsil ettiği kudsi cemaatinin şahs-ı manevisinin üç vazifesi var. Eğer çabuk kıyamet kopmazsa ve beşer bütün bütün yoldan çıkmazsa, o vazifeleri onun cemiyeti ve seyyidler cemaati yapacağını rahmet-i İlahiyeden bekliyoruz. Ve onun üç büyük vazifesi olacak. Birincisi: Fen ve felsefenin tasallutiyle ve maddiyun ve tabiiyyun taunu, beşer içine intişar etmesiyle, her şeyden evvel felsefeyi ve maddiyun fikrini tam susturacak bir tarzda imanı kurtarmaktır. Ehl-i imanı dalâletten muhafaza etmek... İkinci Vazifesi: Hilafet i Muhammediye (ASM) ünvanı ile şeair-i İslamiyeyi ihya etmektir. Alem-i İslâmın vahdetini nokta-i istinad edip beşeriyeti maddi ve mânevi tehlikelerden ve gadab-ı ilâhi'den kurtarmaktır. Bu vazifenin, nokta-i istinadı ve hadimleri, milyonlarla efradı bulunan ordular lazımdır… Üçüncü Vazifesi: İnkılâbat-ı zamaniye ile çok ahkâm-ı Kur'aniye'nin zedelenmesiyle ve Şeriat ı Muhammediye'nin (ASM) kanunları bir derece ta'tile uğramasiyle o zat, bütün ehl-i imanın mânevi yardımlariyle ve ittihad-ı İslâm'ın muavenetiyle ve bütün ulema ve evliyanın ve bilhassa Al-i Beyt'in neslinden her asırda kuvvetli ve kesretli bulunan milyonlar fedakâr seyyidlerin iltihaklariyle o vazife-i uzmâyı yapmaya çalışır." (Emirdağ Lahikası, 259-260)

"O ZATIN üçüncü vazifesi, Hilafet-i İslamiyeyi İttihad-ı İslam'a bina ederek, İsevi ruhanileriyle ittifak edip din-i İslam'a hizmet etmektir. Bu vazife, pek büyük bir saltanat ve kuvvet ve milyonlar fedakarlarla tatbik edilebilir. Birinci vazife, o vazifeden üç dört derece daha ziyade kıymetdardır, fakat o ikinci, üçüncü vazifeler pek parlak ve çok geniş bir dairede ve şa'şaalı bir tarzda olduğundan umumun ve avamın nazarında daha ehemmiyetli görünüyorlar." (Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sf. 9)

"Ümmetin beklediği, AHİR ZAMANDA GELECEK ZATIN üç vazifesinden en mühimi ve en büyüğü ve en kıymetdarı olan iman-ı tahkikiyi neşr ve ehl-i imanı delaletten kurtarmak(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, sf. 9)

"BÜYÜK HZ. MEHDİ'NİN ÇOK VAZİFELERİ VAR. Ve siyaset aleminde, diyanet aleminde, saltanat aleminde, cihad aleminde." (Şualar, sf. 456)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HZ. İSA (AS)’IN İKİNCİ KEZ YERYÜZÜNE GELİŞİ KURAN AYETLERİNE GÖRE HAKTIR

HADİSLERDE BİLDİRİLEN AHİR ZAMAN ALAMETLERİNİN BİRÇOĞU GERÇEKLEŞMİŞTİR

DECCALİYETİN MERKEZİ OLAN İNGİLİZ DERİN DEVLETİ SAYIN ADNAN OKTAR’IN ARKADAŞ GRUBUNU HEDEF ALMIŞTIR